2000’lerin başında “ozon tabakasındaki delik büyüyor” diye haberlerin çıktığını hatırlıyorum. O zamanlar küçüktüm. Gözle göremediğimiz bir şeyden bahsediliyordu. Tehlikenin varlığından haberimiz vardı ama ne kadar umrumuzdaydı? Gezegene verdiğimiz zararın sonuçlarını doğal kaynakların azalmasıyla, artan hastalıklarla, iklim değişiklikleriyle yakından hissetmeye başlayınca bu gidişata dur dememiz gerektiğini fark ettik.
Doğaya verdiğimiz zarar son yıllarda hızlanarak artıyor. Androposen Çağın (İnsan Çağı) 1950’lerden itibaren başladığı kabul ediliyor. Yaşadığımız bu çağ dünya tarihinin en büyük soy tükenme çağı olarak tanımlandı. Gelecek nesillere hediyemiz bu mu olmalı? Bence daha güzel bir dünya mümkün. Neyse ki yeni jenerasyon çok daha duyarlı ve bilinçli bir şekilde geliyor. Son zamanlarda artan farkındalık çalışmaları bunun en büyük göstergesi. Özellikle sanat dünyasını yakından takip ettiğim için bu yönde yapılan çalışmalar beni çok sevindiriyor. Bu duruma daha fazla kayıtsız kalamazdım ve sizinle birlikte bir şeyler yapmaya karar verdim.
Bu yıl çıkan art arda orman yangınları sabrımızı taşırdı. Sebebi meçhul bu yangınlar yeşil alanlarımızı azalttıkça nefes alamaz olduk. Özellikle büyük şehirlerde havayı kirleten binlerce faktör varken, en büyük etkisi kirlenmiş havayı arındırmak, tozları tutup havada yayılmasını önlemek, bize oksijeni bol temiz hava vermek olan ağaçları bilerek ya da bilmeyerek yok ediyoruz. Sayısal verilere bakacak olursak, yetişkin normal bir ağacın bir saatte ortalama 2.3 kg karbondioksiti bünyesine alması ve 1.7 kg oksijen üretmesi gerçeği var. Bu da ağaçlandırmanın küresel ısınmayla mücadelede en etkin yöntemlerden biri olduğunu gösteriyor. Ağaçların su varlığını koruması, erozyonu önlemesi, günlük hayatta kullandığımız birçok ürünün hammaddesi olması (tedavi amaçlı kullandığımız ilaçlar da dahil) onları koruyup sayılarını arttırmamız için başlıca nedenlerdir. Beden ve ruh sağlığımız için faydalarını zaten anlatmama gerek yok. Binalardan kaçıp yeşil alanlara gittiğimizde değişen enerjimizi hepimiz hissedebiliyoruz.
Bugünden itibaren İpsiz Terzi’den almış olduğunuz herhangi bir ürün sizin için bir fidan olarak geri dönecek ve adınıza düzenlenen sertifika e-posta adresinize gönderilecek. Böylece fidanınızın nereye dikildiğini de göreceksiniz. Böyle güzel bir projede birlikte hareket etmenin tarifsiz mutluluğunu yaşıyorum.
Bahar Özen
Kaynaklar: