top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıBahar Özen

İç Ses Dedi Ki...

“Madem ki seçimlerinizle yaşamanız gerekiyor, onların sizin olduklarından emin olun.”

Alan Cohen


Zaman makinesine sahip olsaydınız ve tek kullanımlık bir hakkınız olsaydı, hangi zamana gitmek isterdiniz? Geçmişte unutamadığınız bir hatıraya mı dönerdiniz, yoksa yaptığınız bir yanlışı mı düzeltirdiniz ya da gelecekte sizi nelerin beklediğini mi görmek isterdiniz? Çok zor bir karar değil mi? Oturup uzun uzun düşünelim derdim ama neyse ki öyle bir makine henüz icat edilmedi. O yüzden biz elimizdekilere bakacağız.


Farkında mısınız bilmem, aslında yaptığımız seçimlerden ibaretiz. Dünü, şimdiyi, yarını hep seçimlerimiz belirliyor. Doğru veya yanlış seçim diye bir şey yok bana göre... Şartların olmasını gerektirdiği, başkalarının sebep olduğu ve kendi isteklerimiz şeklinde üç kategoriye ayırıyorum ben seçimleri. Neye göre seçim yapıyoruz ve sonuçları hayatlarımızı nasıl etkiyor derseniz birlikte bakalım:


1) Şartlar böyle gerektirdi


Hiç hesapta olmayan durumlarla karşılaşırız bazen çünkü hayat şaşırtmaya bayılır! Müdahale edemeden hızla gelişen olaylarda bazen mantığımızın sesini dinleyip en az hasar görecek şekilde kurtulmaya bakarız. Evdeki hesap çarşıya uymamıştır ve kısaca B planı uygulama vaktidir. Sezgilerimizi susturmuş, “el alem ne der?” e kulak asmamış ve tamamen kendi çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmişizdir. Günü kurtarmak için yapılması gereken bir hamledir ancak uzun vadede doğuracağı sonuçları önceden kestirmek mümkün değildir. O an yapılması gerekiyordur, bizce mantıklıdır ama üzerinden zaman geçince pişman olma olasılığı yüksektir. Çünkü sadece akıl devreye girip kalp işin içinden çıktığında birilerinin canı yanabiliyor. İlerleyen zamanlarda yapılan şeyi hata olarak değerlendirsek bile bir yandan kendimizle gurur duyarız. “Ne kadar güçlüymüşüm, tek başıma sağ çıkabilmişim.” deriz. Pişmanlıkları ben merkezcilikle kapatmaya çalışırız, başımız dik ama kalbimiz biraz yaralı yolumuza devam ederiz.


2) Hayatımın hikayesini yazarken kalemi başkaları tuttu


Tehlikeli alana hoş geldiniz. Seçimlerinizi sizin yerinize başkaları yapıyorsa sonuçları hiçbir zaman içinize sinmeyecek. Yaşadığınız hayata yabancılaşacaksınız. Bir süre güzel idare ettiğinizi düşünebilir ve bu illüzyona kapılabilirsiniz ama öyle ummadığınız bir yerde patlak verecek ki işlerin ne denli çığırından çıktığını ancak o buhranlı anda fark edeceksiniz. Burada iki faktör önemli rol oynuyor. Ya çevreniz başkalarının işine burnunu sokmadan duramayan insanlarla örülü ya da kendinize haksızlık edip yeteri kadar güvenmiyorsunuz. Nedeni ne olursa olsun başkalarının sizin adınıza karar vermesine izin vermeyin. Elbette fikrini alacağınız, bilgi ve tecrübesinden faydalanacağınız insanlar olsun ancak nihayetinde kendi hayatınızın başrolü sizsiniz, bunu unutmayın. Yıllar içinde o insanlar hayatlarınızdan eksilecek ve yine kendinizle kalacaksınız.


3) İç sesime kulak verdim


Yazının başında “doğru veya yanlış seçim yok” dedim ama mutlu sonla biteni olabilir. Yaptığınız seçimler kalbinizle, ruhunuzla, kişiliğinizle çelişmiyorsa çok şanslısınız! Her şey planladığınız gibi gitmeyebilir de ama olanı sahiplenirsiniz çünkü sizin eserinizdir artık. Olumsuzluklardan ders çıkarır, tüm güzelliklerini sevgiyle kucaklar ve gerçekten verdiğiniz karardan mutlu olursunuz. Büyümektir bu, sadece yaş ile değil yaşanılanlarla, yapılan seçimlerle ve varılan sonuçlarla... Sağlam bir karaktere sahip olabilmek için, ruhu zenginleştirebilmek için kendi sesinizi duymanız gerekir. Seçimlerimizin ardında her zaman daha güçlü bir şey olduğunu hissederiz. Bu yüzden iç sesinize kulak verin ve seçimlerinizi kendiniz yapın derim.




0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page